Osman Efendi bir sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyanır.İlaç alır, geçmez. Bir iki gün bekler, ağrı devam eder. Doktor çağrılır. Doktor muayene eder, ağrı kesiciler verir, gider. Lakin Osman Efendinin baş ...

En büyüğüydü seni kaybetmek korkularımın… Yoktu başka yeryüzünde üstüne. Sen biraz üzülsen hemen kendime yorardım, ben mi bir şey yaptım acaba derdim senin o halini görünce. Hep sakındım gözüm gibi, ...

Günün birinde bir çölde iki kum tanesi karşılaşmış ve birbirlerini çok sevmişler, uzun süre çok yakın olmuşlar. Birbirlerini yanlarında canlarında olarak sevmeyi öğrenmişler. Derken bir rüzgar çıkmış kum tanelerinde biri ...

Kendini bildi bileli mor menekşeyi çok severdi. Çocukluğunun geçtiği iki katlı evin bahçesinde bahar geldiğinde mor mor açar, mis gibi kokarlardı. Annesi mor menekşeleri hep duvar kenarına dikerdi. “Gölgeyi sever ...

Seni sevdiğim kadar çocuğum ben. Ne kadar çok seversem o kadar çocuk yaşıyorum. Oyunlar oynuyorum, seni ebeliyorum. Kıyamıyorum, “Haydi saklan yine ben ebeyim” diyorum. Seni yaşarken, yetişkinlerin hayata dair tüm ...

Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ilerde kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Tam siperden dışarı doğru ...

Çinliler bu ağacı şöyle yetiştirir: Önce ağacın tohumu ekilir, sulanır ve gübrelenir. Birinci yıl tohumda herhangi bir değişiklik olmaz. Tohum yeniden sulanıp gübrelenir. Bambu ağacı ikinci yılda da toprağın dışına ...