Güneş battıktan sonra büyücü, kentin dışında dolaşmaya çıkmış, ıssız yollarda dolaşırken bir ağlama sesi duymuş. Çevresine bakınmış ama kimseyi görememiş. Ağlama sesi biraz daha yükselince, “Kim var orada?!” diye bağırmış. Sesin ...

Belki alışkındı kulakların bu iki kelimenin dudaktaki dansına.. Hoşça kal ; bir daha görüşmenin güvencesiydi. Bir önceki adımıydı bir sonraki buluşmanın.. Hoşça kal denir ve hoşça kalınırdı senin aşklarında. Oysa bende Elveda demektir ...

Pardon acaba sizi sevebilir miyim ? Neden? Neden olacak, korkuyorum! Korkuyor musun? Evet ya, korkuyorum. Çünkü seni seversem hemen huyun suyun değişecek. Sende sevdiğim şeyler farklılaşacak. Şımaracaksın. Beğenmez olacaksın artık ...

Yine bir akşam üstü… Ve ben yine bulutlarla beraber çay içiyorum… Az şekerli. Aylardan ekim. Üç gün sonra dolunay çıkacak. Hava birazcık serin gibi. Senin yanımda olmanı istediğim akşamlardan birisi ...

Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde “yetim-öksüz” kalan çok olur. Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler… Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, ...

Deniz kıyısında bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır. Güneş onu yakıp kavurur. O da Tanrıya yakarır keşke güneş olsaydım diye. “Ol” der Tanrı. Güneş oluverir. Fakat bulutlar gelir örter güneşi, hükmü ...

WordPress’de yazılara devamını oku bağlantısı ekleyebilmek için editörde read more butonuna basmanız yeterli ancak sitenizde daha önceden ekli yazılar varsa bu yazıları tek tek düzenle diyerek ekleme yapamazsınız. İşte bu ...