Maske ve Aşı Karşıtı Covid19 İnkarcılarının Savunmaları ve Gerçekler

covid19 inkarcilari yalanlar Maske ve Aşı Karşıtı Covid19 İnkarcılarının Savunmaları ve Gerçekler

Son iki senedir iki büyük sorunla mücadele ediyoruz; ilki covid19 salgını, ikinci ise rahatına düşkün covid19 inkarcılarının saçmalıkları. Şahsen ben, salgının varlığına inanıyorum ve hem maske, hem de aşılama sayesinde virüsü yenebileceğimizi düşündüğümden bu süreç bitene kadar elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Rahatına düşkün inkarcılar ise, maske takmak istemediklerinden, gönlünce dışarıda gezip tozmak istediklerinden ellerindeki uyduruk savunmaları ile insanları salgının tam ortasına sürüklüyor, salgınla mücadele eden sağlıkçıların çabalarını baltalıyorlar.

Bu konuda çok sinirliyim ve bu sebeple bir yazı yayınlama gereği duyuyorum. Hem bu sayede bana saldıran inkarcılara da cevabımı buradan vermiş olacağım.

Covid19 İnkarcılarının Savunmaları ve Doğrular

Bu inkarcı çok zeki arkadaşlar iki gruba ayrılıyorlar. Birinci grup, ikinci grubun kanına giriyor. İkinci grup ise birinci grubun uydurmalarını araştırmadan sahipleniyor. Çünkü ortak dertleri eski özgür hayatları.

Birinci grup kendini saklamıyor, ikinci grup ise hemen yan dairede oturan, maskesini formalite olarak takan komşunuz Refik bey, Ayşe hanım..

Birinci grup, ne anlatırsan anlat ölene kadar yanlışından dönmez. İkinci grup ise salgının ciddiyetini anlayana kadar yada ölene kadar birinci grubun peşinden gitmeye devam eder.

Bu inkarcıların savunmaları hep aynı şeyler. Birilerini ikna etmek yada birilerine saldırmak için papağan gibi aynı şeyleri söylüyor, en son aşamada ise işi çirkinleştirip hakaret etmeye başlıyorlar. Peki nedir bunların savunmaları ve doğrular?

İnkar 1: Salgın diye bir şey yok.

Gerçeği: Ortada büyük bir salgın var ve siz henüz virüs kapmadınız diye bunu inkar edemezsiniz. Ki virüs kapmadıysanız bunun nedeni beğenmediğiniz salgın önlemleridir. O önlemler, maskeler olmasaydı, virüsü kapmaktan asla kurtulamazdınız. İlla ki salgını ciğerlerinizde hissetmek istiyorsanız, en yakın hastanenin yoğun bakımına maskesiz bir ziyaret düzenleyebilirsiniz.

İnkar 2: Salgın dünya nüfusunu azaltmak için kurgulandı.

Gerçeği: Salgını nüfusu azaltmak için kurgulamış olsalardı emin olun şuan hiçbirimiz hayatta olmazdık.

İnkar 3: Salgın abartılıyor, gripten farkı yok. 

Gerçeği: Covid19 belki ileride grip kadar zararsız olacaktır fakat şuan gripten binlerce kat daha ölümcül. Bir düşünün bakalım, ömrünüz boyunca gripten ölen bir akrabanız, tanıdığınız oldu mu? Grip yüzünden yoğun bakıma kaldırılan? Peki covid19 yüzünden ölen yakınınız yada tanıdığınız var mı? Benim açımdan durum şu; 1 akrabamız ve 9 komşumuz covid19 yüzünden vefat etti. Fakat hiç gripten ölen tanıdığım olmadı.

Ömrümüz boyunca hepimiz defalarca grip oluyoruz ve gribin uzun dönem etkileri olmuyor. Ancak bir kez covid19 olursanız, ömür boyu kalıcı etkilerini taşıma ihtimaliniz var.

Grip, yaz mevsiminde azalıyor. Covid19 ise, yazın dahi aynı hızda devam ediyor.

Ayrıca inkarcılar şöyle bir tezatın içine de düşüyorlar; Hem maske korumuyor diyorlar, hem de covid19 sonrası grip vakaları bitti diyorlar. Bu durumda maske, mesafe, hijyen ile gribi bitirmiş olmuyor muyuz? Hani maske korumuyordu?

Benim gördüğüm kadarıyla gribin bittiği de yok. Sadece insanlar gribi evlerinde geçirdiklerinden ve sırf grip için hastaneye gitmediklerinden kayıtlarda grip vakaları azalmış olarak görünüyor. Ayrıca dışarıda maske takıyor olmamızda gribin yayılımına engel teşkil ediyor.

İnkar 4: Maske korumuyor. Maskeye gerek yok.

Gerçeği: Maske korumuyor olsaydı şuan dünya genelinde 1 tane bile doktor kalmamış olurdu. Doktorların yoğun bakımlarda nelerle mücadele ettiğini bilmiyorsunuz ve uydurmalarınızla elinizden alınan rahatı geri almak istiyorsunuz. Ancak uydurmalarınızı sizin gibiler hariç kimse yemiyor. Maskenin korumadığına inanıyorsanız en yakın hastaneye gidip herhangi bir salgın hastalık olan yoğun bakımda kısa bir vakit geçirmenizi öneririm. Maske sadece covid19’dan değil, yıllardır var olan pek çok salgından koruyor. Unutmayın sağlık çalışanları yıllardır maske kullanıyorlar.

yillar once maske kullanimi Maske ve Aşı Karşıtı Covid19 İnkarcılarının Savunmaları ve Gerçekler

Maskeler zararlı olsaydı, insanlar maskeler yüzünden ölseydi, şuan dünya nüfusu bu kadar kalabalık olamazdı.

İnkar 5: Maskeler sağlıksız, maskeler mikrop saçıyor. 

Gerçeği: Geri zekalının biri bana hakaretle karışık şunu söylemişti; “maske takıyorsunuz, maskeyi elliyor sonra elinizdeki mikropları marketlerde oraya buraya bulaştırıyorsunuz..” Maske taktığımda maskeye tükürüklerimle mikrop yayılıyormuş, elime geçiyor, oradan da her yere yayılıyormuş. Peki o geri zekalı maske takmadığında konuşurken ağzından saçılan salyaların nereye gittiğini sanıyor?

Maske takan herkesi kendi gibi pis mi sanıyor? Bir maskeyi yıllarca kullanıyorsanız tabi ki mikrop ve hastalıklara sebep olacaktır ancak düzenli maske değiştirirseniz, yıkanabilir maskenizi temiz tutarsanız maskeden kapacağınız mikrop, açık havada ağzınıza, burnunuza dolacak olan mikroptan daha az olacaktır.

Siz şehirde yaşamıyor musunuz? Dışarı çıktığınızda elinizi oraya buraya sürüp sonra o elinizi ağzınıza burnunuza sürmüyor musunuz? Otobüse binince nereyi tutuyorsunuz? Akıllı telefonu nerenizle kullanıyorsunuz?..

O beğenmedikleri maskeler sadece covid19’dan değil, dışarıdan gelecek çoğu mikroptan koruyor.

Yıkanabilir maskeniz varsa maskeyi yıkadığınızda akan kirli sudan aslında açık havanın ne kadar kirli ve sağlığa zararlı olduğunu anlarsınız zaten. Her gün temiz sandığınız o açık havada ağzınıza, burnunuza bir sürü mikrop dolar. Neyse ki bu kir ve mikrop covid19 virüsü kadar zarar vermez.

Şuan bu maskeleri beğenmiyorlar ancak yakın gelecekte hava kirliliğinin artması sonucu her yerde, her an ve geri dönüşü olmaz şekilde maskelere muhtaç kalabiliriz.

İnkar 6: Açık havada maske takmaya gerek yok. 

Gerçeği: Az önce aslında değindim buna.. Açık havada bir çok mikrop ağzımıza burnumuza doluyor. Soluduğumuz şehir havası sandığımız kadar temiz değil. Elimizdeki akıllı telefonlar ve ellerimiz, sandığımız kadar temiz değil. Buna bir de covid19 virüsü ekleniyor. Bu nedenle dışarıda dahi maske takmamız büyük önem kazanıyor.

Maske takıyorsunuz ve sadece kendinizi değil, çevrenizdeki insanları da koruyorsunuz.

Farz edin bomboş bir sokakta maskesiz yürüyorsunuz.. Kimse yokken doğal olarak virüs kapmazsınız. Ağzınıza, burnunuza dolan mikroplardan da ağır hasta olmazsınız. Fakat insanlarla dolu bir sokaktan geçerken bir tanıdığınızla yada adres soran bir insanla karşılaştığınızı düşünün! Bu insanı gördüğünüz gibi cebinizden maske çıkarıp takacak mısınız? Yada aniden adres soran adama “bekle maske takayım sonra konuş” mu diyeceksiniz?

Kimse bunu yapmıyor. Maske çıkıksa, herkes oluruna bırakıyor.

Sonra ne oluyor? Yüz yüze 5-10 dakikalık sohbette konuştuğunuz kişiden virüsü kapıyor, evde kendi halinde salgından korunmaya çalışan yaşlı anne babanıza bulaştırıyorsunuz.

Açık havada maske takmanın olayı aslında budur;  virüsün yayılım hızını azaltmak, herkeste bu bilinci oluşturmak ve rehavete düşmeyerek, sevdiklerimizi korumak.

Bugün sokakta maskesiz gezdiniz ve virüs kapmadınız diye yarında aynısı olacak diyemezsiniz.

İnkar 7: Birçok ülkede salgın yok, birçok ülkede artık maske takılmıyor. 

Gerçeği: Birçok ülkede salgın halen devam ediyor ve birçok ülkede hala maske takılıyor. Açık havada maske takmanın olayını az önce anlattım. Eğer bir ülkede covid19 salgını geriletildiyse bu riske girip maske mecburiyeti gevşetilebilir fakat aynısını salgının tüm hızıyla sürdüğü, aşılamanın yaygınlaşmadığı ve insanlarının vurdumduymaz olduğu bir ülkede yapamazsınız.

Bunu Türkiye’de uygulamak için, herkesin olayın ciddiyetini anlamış ve aşılanmış olması şart. Ama biz ne durumdayız? Hala vurdumduymaz inkarcılarla uğraşıyoruz.

1-2 tane tanıdığınız “Almanya’da maske takmıyoruz biz” dedi diye aynısını Türkiye’de uygulamaya koyamazsınız. Ona bakarsanız benim Almanya’daki tanıdığımda herkesin maske taktığını ve çok fazla vaka olduğunu söylüyor.

Elinizin altında internet varken SkylineWebcams‘a girin ve bakın bakalım; başka ülkelerde sokaklarda durum ne?  Başka ülkelerde günlük enfekte hasta sayısı ve ölü sayısı kaç? Aşılama oranı ne?

İnkar 8: Yoğun bakımlarda yatan hastaların hepsi, eve kapananlar ve maske takanlar. 

Gerçeği: İnanabiliyor musunuz? Geri zekalılar bunu savunma olarak kullanıyor. Kaç hastaneye gitmişler, kaç doktorla yada hasta ile konuşmuşlar da yoğun bakımlarda yatanların eve kapananlar, maske takanlar olduğunu savunuyorlar?

Benim çevremde gördüğüm ve yaşadığım şu; Anneme Şubat 2020’de kanser tanısı konuldu. Son evre rektum kanseri. Biz tamda salgın başladığında hastanelerde mekik dokuyorduk. Hastanelerde girmediğim delik kalmadı. Hatta enfekte olmuş bir hastanın tomografiye götürülmesine dahi yardım ettim. Covid19 geçirenleri, covid19’dan ölenleri, covid19 ile mücadele eden doktorları gördüm.

Eve kapanan, maske takanlar, eve kapandıklarından yada maske taktıklarından covid19 kapmıyorlar. Eğer birisi eve kapalıyken virüs kaptıysa o eve virüsü getiren birisi olmuştur. Eğer birisi maske takarken virüs kaptıysa kesinlikle bir ihmali olmuştur.

Korunmadığı için milyonlarca insan covid19’dan ölmüşken, korunmaya çabalayan milyarlarca insan hala salgına rağmen yaşıyorlarsa, eve kapananlar ve maske takanlar ölüyor diyemezsiniz.

İnkar 9: Aşılarda çip var. Bizi izleyecekler. 

Gerçeği: Bu savunma, bu tiplerin ne kadar geri zekalı ve dünyaya kapalı tipler olduğunun kanıtı. Aşı olmak istemiyorum dersin, aşılara güvenmiyorum dersin fakat insanları toplu şekilde aşılara düşman etmek amacı ile aşılarda çip var diyemezsin. Bu bir suçtur. Bu bir cinayettir.

Sizi izlemek isteseler bunun için aşıları kullanmazlar.. Artık neredeyse herkesin elinde bir akıllı telefon var. Oradan izliyorlar zaten.

Ayrıca aşılara çip koyabilecek doktorlar varsa, bu çipleri bulabilecek, engelleyebilecek doktorlarda olduğunu unutmayın.

Aşılar yeni icat edilmedi. Yıllardır insanlar, çocuklar, aşılar sayesinde salgınlardan, hastalıklardan korunuyorlar.

İnkar 10: Aşılar öldürüyor. 

Gerçeği: Şimdiye kadar dünya genelinde 900 milyon doz aşılama yapıldı. Peki covid19 aşısından ölen insan sayısı kaç? 1 Milyon mu? 100 bin mi? 10 bin mi?.. Belki aşı alerjisinden ötürü, hali hazırda başka bir hastalığı olduğu için yada daha önce ağır covid19 geçirdiği için sonradan vefat eden aşılı hastalar olabilir. Fakat bu durum, aşılar öldürüyor uydurmasını doğrulamaz.

Aksine aşı yaşatır.

İnkar 11: X maske takmadı, Y parti kongresine katıldı, Z düğüne gitti ölmedi. 

Gerçeği: Şimdi birileri maskesiz gezip virüs kapmıyor, ölmüyorsa, birileri parti kongresine katılıp topluca ölmüyorlarsa yada birileri düğüne gidip ölmüyorlarsa, covid19 adında bir salgın yok diyemezsiniz. Ki zaten birçok insanımızı komşu gezmesinde, cenazede, düğünde, parti kongresinde kaptıkları virüs yüzünden kaybettik.

Bugün olmaz, yarın olmaz, öbür gün virüsü kapar ölürsünüz. Virüsün size bulaşmayacağına dair bir anlaşmanız var mı? Yada çevrenizde etkilediğiniz insanların size uyup virüs kapmamalarını garanti ediyor musunuz?

Covid19 önlemlerinde amaç az hasta, az ölüm ve sağlık çalışanlarına rahatlık. Siz virüs kapar ve yoğun bakıma yatırılırsanız, sizin işgal ettiğiniz yatağa gerçekten ihtiyacı olan bir kanser hastası, tedaviye ulaşamadığı için ölebilir.

İnkar 12: Televizyonlar/Profesörler/Devletler sizi kör etmiş. (Ezik insanlar topluluğu vs.. )

Gerçeği: Beni ikna edemeyince buna sarıldı bir tanesi. Benim evde televizyon izleyip izlemediğimi bilmiyor, şuan ki yönetimi sevip sevmediğimi, onlara ne kadar güvendiğimi yada bazı şeyleri sorgulayıp sorgulamadığımı, araştırıp araştırmadığımı bilmiyor. Ancak onunla aynı düşünmediğim için bu düz kalıba dahil ediyor.

Televizyon kanalları birçok konuda fayda sağlıyor, aydınlatıyorlar. Her ne kadar bazısında yalanlar olsa da!

Profesörlerin, doktorların geneli bu işin uzmanı insanlar. Televizyonlarda gördüklerimizin bazısı ile aynı fikirde olmasam da!

Devletler halkları baskılıyor, kontrol altında tutmaya çalışıyor fakat devlete karşı geleceğim diye göz göre göre ölüme atlayacak değilim.

Birileri şimdi bana “salgın bitti herkes özgür” dese dahi gördüklerim haricinde kimseye inanmam.

Şuan gördüğüm şey; salgın devam ediyor ve ondan korunmanın yolu maske, mesafe, hijyen ve aşı.

Tüm yazıda belirttiğim gibi; maske önlemdir, evde oturmak önlemdir, aşı önlemdir. Maskeden sıkılmış olabilirsiniz, evde oturmaktan sıkılmış olabilirsiniz, iş yerinize müşteri gelmiyor, para kazanamıyorsunuz diye önlemlerden bunalmış olabilirsiniz, fakat iki senedir 3 milyon insan acı çeke çeke öldü. Daha fazla insan ölsün istemiyorsanız, biraz sabredeceksiniz yada ölmek istiyorsanız, intihar ederken başkalarını da yanınızda sürüklemeyeceksiniz.

Şuan inkarcılar ve rehavetcilerin aptallığı yüzünden binlerce insan virüs kapıyor, aşı yaptırmadığı için covid19’u ağır geçiriyor yada hayatını kaybediyor. İleride “keşke” dememek için, anne babanız yada çok sevdiğiniz birinin katili olmamak için, bu aptalca inkarlara sığınıp yada aldanıp covid19 mücadelesini baltalamayın.

Siz aşı olmayın, maske takmayın ama bunu organize kötülüğe dönüştürmeyin.

Hepinize sağlıklı günler dilerim.

Konu altından hakaretler ile kendi saçmalıklarını dayatmaya çalışan inkarcıları şimdiden uyarmak istiyorum; yorumlarınız benim onayımdan geçmeden yayınlanamaz.